Sosyal Medya

Makale

Hukuk “kılıf”ı: Demokles’in kılıcı!

 Ã¼lke bağımsız deÄŸil. Bu ülkede “ipler” bu ülkenin çocuklarının elinde deÄŸil hâlâ zira!

Ãœlkede son yarım asırdır yaÅŸanan, zaman zaman ÅŸiddet boyutlarına ulaÅŸan “kavga”nın nedeni burada gizli: Bu toplumun dışarıdan askerî darbelerleiçeridense hem Batı'dan aşırılan, tepeden dayatılan laik hukuk rejimiyle önünün kesilmesinde hem de sığ, kaba-saba pozitivist ve zihni dondurucu eÄŸitim sistemiyle zihninin uyuÅŸturulmasında ve körleÅŸtirilmesinde yani!

TÃœRKÄ°YE'DEKÄ° HUKUK SÄ°STEMÄ° EMPERYALÄ°STTÄ°R!
Felix Guattari, çağın cins adamlarından biri. Bizi, çağın ağlarına karşı teyakkuza çağıran, çağın zihinsel ağlarını, bilinçaltının labirentlerinde yolculuk yaparak kırma çabası gösteren bir cins adam.

Guattari, “bütün dilbilcimciler, emperyalisttir!” der ve bu aforizmasını şöyle izah eder: “Dilbilimciler, dilin her ÅŸeyi açıklayabileceÄŸini söyleyerek, dili öldürürler.»

Guattari'nin dilbilimciler ve dil konusunda söylediklerini Türkiye'deki laik-pejmürde hukuk sistemine aynen uyarlayabiliriz.

Türkiye'deki laik hukuk sistemi “emperyalisttir”! Ãœstelik de Batılı emperyalistlerin kölesi katmerli bir emperyalizmdir bu!

“Emperyalisttir”; çünkü Türkiye'de her ÅŸey hukukun esareti altındadır ve hukuk sistemi, halkın iradesinin yansıdığı yegâne kurumlar olan yasama ve yürütme üzerinde de tek hükümrandır;demoklesin kılıcı gibi durmaktadır.

BU ÃœLKEDE HUKUK “KRAL”DIR, HUKUK SÄ°STEMÄ° Ä°SE "KRALLIK”!
Bu ülkede, görünüşte, kral da, krallık da yok! Ama gerçekte, bu ülkede hukuk, “kral”dır; hukuk sistemi ise “krallık”!

“Hukuk kralları”, bu milletin dostu deÄŸil, düşmanı olduklarını göstermiÅŸlerdir!

Türkiye'nin -paÅŸa keyifleri nasıl istiyorsa öyle hareket eden- hukuk krallığının krallarının “astığı astık, kestiÄŸi kestik”tir, deyim yerindeyse!

O yüzden bu ülkenin ruh köklerinin yegâne temsilcileri âlimleri, öncü isimleri, hukuksuz hukuk krallığının kralları tarafından İstiklâl Mahkemeleri'nde yargısız infazla idam sehpasına gönderilmiştir!

O yüzden, bu ülkenin önünü açan, yarma harekâtları yapan, hayatlarını “maskeli balo”ları bitirmeye adayan, kendilerini hakikatin dostu olarak milletin geleceÄŸi için “yakan” devlet adamları, hukuksuz “hukuk krallığı”nın “kralları” tarafından “yargısız” idam sehpasına gönderilmiÅŸtir.

“KRALLIK” BÄ°TECEK, “KRALLAR” HAKK'A HAVALE EDÄ°LECEK!
Türkiye'nin hukuksuz hukuk krallığının kralları, yine iÅŸbaşı yapıyor: Yine bu ülkenin altını oyuyor. Bu ülkenin tarihî yürüyüşünü «yargısız infaz”la durdurma savaşı veriyor!

Ama bu millet, artık dostunu düşmanını iyi biliyor!

O yüzden hukuksuz hukuk krallığını bitirecek, krallarını Hakk'a havale edecek! Az kaldı! Biraz daha sabır!

MENDERES'İN İDAMA GİDERKEN SÖYLEDİĞİ TARİHÎ SÖZLER...
Bu ülkenin hukuksuz hukuk krallığının kralları tarafından “yargısız infaz”la idam edilen “Menderesler”i, bu hakikati iyi bildikleri için, kefenleriyle dolaÅŸtılar bu ülkede! Kefenleriyle ölesiye hizmet ettiler, ediyorlar bu millete! Bu milletin makus talihini yenmek, önünü açmak, tarihî yürüyüşünü yeniden baÅŸlatmak için...

Millet, onca çile, onca yargısız infazdan sonra dostunu, düşmanını çok iyi biliyor artık.

O yüzden Menderes, idam sehpasına giderken, şu tarihî sözleri söyleyebilmiştir:

“Bir Menderes gider, bir Menderes gelir. Halkın vicdanını susturamazsınız. Bu millet kendisine hizmet edeni unutmaz.Ben sussam, millet susmaz, vicdan susmaz, hakikat susmaz.”

«Canımıza kastedenler, belki canımızı alabilirler ama bizi milletin kalbinden atamazlar

“Allah, bu memleketi zalimlerin hışmından korusun; fitneye, fesada fırsat vermesin. Bu bayrağı rüzgârsız bırakmasın. Gönül yolculuÄŸuna çıkarken hakkınızı helal edin!”

AYM, “NE Ä°ÅžE” YARAR VE NEDEN LÂYÃœSEL'DÄ°R?
Türkiye'de zihni körleÅŸtiren berbat bir akıl tutulması yaÅŸanıyor: Ä°nsanlar, ölüleri bile yarıştırıyor! Bu, bir toplumun vicdanının susması, donmasıdır!

Benzer bir akıl tutulması, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) konumu ve kararları konusunda da yaşanıyor: AYM'nin verdiği kararlar, ideolojik / siyasî kamplaşmalara göre yargılanıyor: Verilen karar, bir tarafın hoşuna gidiyorsa, alkışlanıyor; yoksa yuhalanıyor.

Daha da traji-komik olan da ÅŸu: Dün AYM'nin kendi taraftarları hakkında verdiÄŸi olumsuz kararı yuhalayanlar, bugün olumlu bir karar vermiÅŸse, alkışlıyorlar!

Akıl tutulması deÄŸil de, nedir bu?

Oysa asıl sorun, bizatihî mevcut hukuk rejiminin varlık nedeni ve işletiliş biçimi! Tartışılması, konuşulması gereken asıl yakıcı sorun bu ama kimse oralı bile değil!

Åžunu görelim artık: Anayasa Mahkemesi, “lâyüseldir”: Aldığı kararlar, sorgulanamaz ve tartışılamazdır!

Nedir bu? Hukuk diktası, hukuk rejiminin tanrılaÅŸtırılması:Milletin, laik hukuk örgütleri tarafından esir alınması, iradesine ipotek konulması, hiçe sayılması!

Millet iradesine karşı “sorumsuz”, “lâyüsel” bir kurum, kime ve hangi güce karşı sorumludur, “ne iÅŸe yarar” öyleyse, diye sormak boynumuzun borcudur!

Dahası, böyle bir kurumun, türlü güçler tarafından Türkiye'nin altını oyacak şekilde kullanılmamasının hiçbir garantisi de yoktur. Öyle değil mi?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.